NASRETTİN HOCA - Mustafa ASLAN
 
  nasrettin hoca'nın uzay serüveni ve mustafa aslan
  nasrettin hoca'nın uzay serüveni ile ilgili yazılanlar
  nasrettin hoca ile ilgili yazılan kitaplar
  nasrettin hoca fıkraları
  nasrettin hoca
  İletişim
  Ziyaretçi defteri
  NASRETTİN HOCA İLE İLGİLİ ETKİNLİKLER-HABERLER-DUYURULAR
nasrettin hoca fıkraları
 
Nasreddin Hoca Fıkraları - Tarhana Çorbası

Nasreddin Hoca oruç tutmanın verdiği mahmurlukla evdeki sedir e uzanmış ve başlamış hayal kurmaya.
-Ohh demiş, şöyle bol etli bir tarhana çorbası olsa da içsek...

Tam o sırada kapı vurulmuş. Hoca kapıyı açmış, Komşunun kızı:
-Hocam, annem hasta, bir tas çorba istiyor...

Nasrettin Hoca söylenmiş kendi kendine:
- Hey Allah'ım, bizim komşular hayalin bile kokusunu alıyor!

İp Haline Gelir - Nasreddin Hoca

Hoca bir gün camideki vaazında, çocuklara verilecek isimlerin nasıl olması gerektiği konusuna değinir. Halk arasında eğlence konusu olabilecek isimlerin mübarek şahsiyetlere ait olması durumunda, isim olarak verilmemesinden bahseder ve sonunda:

-Ey Cemaati Müslimin, der, eğer oğlunuz olursa sakın ismini Eyüp koymayın..

Cemaatten birisi ayağa kalkar ve sorar:
-Neden Hocam ?

-Halkın dilinde söylene söylene, Eyüp ismi, ip haline gelir de ondan..





Nasreddin Hoca Fıkraları - Hamal

Nasrettin Hoca bir gün pazara gider. Aldığı eşyalar çok fazla gelmiş olmalı ki bir hamal tutar. Hoca önde, hamal arkada evin yolunu tutarlar. Nasreddin Hoca evine geldiğinde birde arkasına bakar ki, hamaldan eser yok. Kuş olup uçmuş sanki. Hamalı bulmak için epey uğraşır. Yoldan gelen geçene sorar, tekrar pazara gider, ama nafile. Hamal ortada yoktur. Çaresiz evine döner gelir. Bir kaç hafta sonra, Hoca arkadaşlarıyla bir yerde oturup dertleşirken, arkadaşlarından biri.

-Hocam, bak şu karşıdan gelen adam, senin geçenlerde aradığın hamalın ta kendisi ! Fırsat bu fırsat, haydi yakala da haddini bildir.

Hoca, sokak ortasında hamalın kabahatini yüzüne vurmayacak kadar yüreklidir. Dahası, hamal kendisini görüp utanmasın diye, bir fırsatını bulup hemen ortalıktan kaybolur. Arkadaşlarıyla tekrar bir araya geldiklerinde arkadaşları sorarlar:

-Hocam geçen gün sana hamalı gösterdiğimiz halde neden yakalamadın da ortadan kayboldun?

Hoca tatlı tatlı tebessüm eder,
-Ben hamalı kaybedeli iki hafta olmuştu. Hamal beni görünce "iki haftadır sırtımda senin yükünü taşıyorum, ver bakalım iki haftalık yevmiyemi." deseydi ben ne yapardım...





Nasreddin Hoca Bizim Eve Uğrardı Fıkrası

Bir gün arkadaşları Nasrettin Hoca'ya, hanımını şikayet ederler.
-Hoca, hanımın o kapı senin, bu kapı benim çok geziyor !

Hoca:
-Yok gezmez, karşılığını verir.

Arkadaşları ısrar ederler:
-Geziyor işte hocam, öyle olsa bizimkiler neden diline dolasın senin hanımı ?

Hoca kendinden emin bir vaziyette konuşmasını sürdürür.
-Gezmez dedim size yahu, neden ısrar ediyorsunuz ? Dediğiniz kadar gezseydi, bir kere de bizim eve uğrardı...



Nasreddin Hoca Fıkraları - Kaya Parçası

Köy Halkı büyük bir kaya parçasının etrafında toplanmış konuşurken oradan geçmekte olan Nasreddin Hoca onları dinlemeye koyulur. Köylüler konuşmanın bir yerinde "Bu kayayı yerinden kimse oynatamaz.." derler. Hoca bu söylenene itiraz eder.
-O kayayı ben sırtımda taşıyabilirim.

Hoca'nın bu iddiası karşısında köy halkı kahkahayla gülmeye başlar. İçlerinden biri:
-Hocam amma yaptın, der. Biz bu kayayı kimse yerinden oynatamaz diyoruz, sen nediyorsun. Olacak iş mi seninki?

Hoca hiç bozuntuya vermez.
-Ben o kayayı sırtımda taşırım diyorsam taşırım.

Köylülerden biri: "Hadi o zaman taşıda görelim." der.

Hoca kayanın yanına yaklaşır ve beklemeye başlar. Köylüler şaşkınlık içinde Hoca'yı izlerken bir tanesi alayla karışık:
-Ne oldu Hocam, der. Yoksa şu koca kayayı taşıyamayacağını anladın mı? Neden bekliyorsun?

Hoca:
-Bre ahmak, kayayı kaldrıp sırtıma koymanızı bekliyorum. Yerdeki kayayı sırtımda nasıl taşıyayım...
Nasrettin Hoca Fıkrası - Salı Namazı

Hoca , cüppeyi giyinmiş , sarığı sarınmış Karakaçan'a binmiş. Yolda bir ahbabı :

- Hayrola Hoca'm demiş , nereye böyle ?
- Cuma'ya gidiyorum
- Nasıl olur Hoca'm , bugun salı!

Hoca Karakaçan'ı gösterip :

- Bu emektarın işi belli olmaz demiş , ancak yetişirim.




Kediyi sıkarken öldü fıkrası - Nasreddin Hoca Fıkrası

Hoca birgün oturmuş kedisini yıkıyormuş. Hoca'nın hanımı:
-Bey kedi yıkanır mı hiç, öldürecekmisin kediyi, demiş.

Hoca umursamamış ve yıkamaya devam etmiş kediyi. Bir süre sonra Hocanın hanımı tekrar geldiğinde kedinin öldüğünü görmüş ve:
-Bey, ben sana kediyi yıkama ölür demedim mi?

Hoca:
-İyide kediyi yıkarken ölmedi ki, sıkarken öldü..



Nasreddin Hocanın Hayatı - Hoca'nın Kadılığı

Hoca kadılığa yeni başladığı dönemlerde:
-Hocam, derler, çok dostunuz var mı ?

-Şimdi o kadar çok ki sayılacak gibi değil. Gerçek dostlarımın sayısı ise şimdi değil, ben kadılıktan ayrıldıktan sonra belli olur...









Nasreddin Hoca bir adamla yolda giderken bir sipahiye rastlarlar. Sipahi, Hoca’nın yol arkadaşına, uzak bir köye kılavuzluk etmesini emreder. Adam: “Ben filan beyin kuluyum,” deyip bu angaryadan yakasını kurtarır.

Sipahi bu sefer Hoca’ya buyurur; Hoca’nın “Ben de Allah’ın kuluyum”diyerek angaryadan kurtulmaya çalışması para etmez; sipahinin önüne katılır...

Ama; “Hey Yarabbi”! Bir, filan beyin kulu olan adamın haline bak, bir de senin kulunun haline bak” diye tanrıya serzeniş etmekten de kendini alamaz.
O anda, bir gürültü duyup arkasına bakan hoca görür ki sipahi attan düşüp ölmüş.
 
 
   
10064 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol